|
Aufruf auf deutsch
Aufrufs
auf türlisch als PDF (178 KB) |
|
|
Hemen Yeniden Silahsızlanma! 50 yıllık ordunun 50 yılı bile fazladır!
Gegeninformationsbüro
16. Oktober 2005
Federal Ordunun haziran 2005 ayından beri askeri merasim ve silah show’larıyla
yaptığı mübalağalı propagandada sözüm
ona anavatan savunması için yeminler içiliyor. Militarizm
resmi makamlarca yüceltiliyor ve bu yüceltilme topluma da taşırılmak
isteniyor. Ve bu şahşahalı propagandanın doruk noktası da
26 ekim 2005 de Berlin Reichstag binasının önünde yapılacak
olan askeri tören olacak. Ama orda kendisini “Parlamento Ordusu” olarak
adlandıran ordu kendisinin törenini kamuoyuna kapatılmış ve
aşırı güvenlik önlemlerinin altında tekrardan aşırı güvenlik önlemlerinin
alınmasını kutlayacak. Halka kapalı olarak çünkü onlarda
biliyorlarki; halkın büyük çoğunluğu onların “Özgürlügün
Hinduku dağlarında savunulması” yalanlarına inanmıyor.
“Yeni Wehrmacht” Federal Ordu bundan 50 yıl önce 12 kasım
1955 yılında sembolik bir kutlamayla kuruldu. En yüksek iki General
Adolf Heusinger ve Hans Speidel bu ordunun temel taşlarını atanlardır.
Bunlardan Heusinger Nazi faşizmi zamanında ordu üst düzeyinde
operasyonlar bölümünün şefi ve aynı zamanda Hitlerin önemli
danışmanlarından biriydi. Diğer kurucu Speidel ise 1942 yılında
kadar Pariste esirlerin kurşuna dizilmesini bizzat katıldı ve
aynı zamanda jahudilerin Auschwitze gönderilmesinde rol oynadı.
Ordu daha kuruluşunda mantık olarak tamda Wehrmacht Faşizminin
izinde yürüdü.
Ordunun yeniden kurulmasına gerekçe olan nedenlerden biride sözümona
Sovyetlerden gelen tehlikeydi. Asya Elbe nehrinin önlerine varmış yalanlarıyla
ordu kuruluşunu heyecanla anlatıyordu. O zamanki Bundeskanzler ve aynı zamanda
fanatik bir anti-komünist olan Konrad Adenauer.
Federal Hükümetta Sovyetlerin dağılmasına kadar NATO
içinde kendi jeopolitik ve askeri çıkarlarını başka ülkelere
silah aktararak, başka ülkelerin polis ve işkencecilerini eğiterek
güttü. kızıl-yeşil “Rot-Grün” hükümet
zamanında ilk defa Federal Almanyanin topraklarından saldırı savaşı başlatıldı.
Yugoslavyadaki yeni devletlerin tanınması için savaş yoluyla
dağıtıldı. Mayıs 1998 de Federal Hükümet Ordunun
Kosovaya konuşlanmasını kabul etti ve mart 1999 da savaş başladı.
78 gün boyunca şehirler ve şehirlerle insanlar bombalandı.
Bu savaş uluslararası hakları çiğnemiş ve çiğneyen
bir saldırı savaşıydı alman anayasa ve BM çerçevelerindede öyle
belirlenmiştir. Bu savaşta da uluslararası yasaklı silahlar
kullanıldı. Bütün gerçekleri görmezden gelerek
Bundeskanzler iddia ediyorduki; “Biz savaş yapmıyoruz” oysa
resmi olarak Dışişleri Bakanı Fischer tarafindan ilan edilen
savaş ilanında deniyorduki “Biz yeni bir Auschwitz i önleyeceğiz”.
Fakat Auschwitzten dolayi değil, Auschwitze rağmen saldırı başlatıldı.
Daha sonra bunu Afganistan savaşı ve buranın yıllarca işgali
takip etti. Gerçi Schröder-Fischer hükümeti alman askerlerinin
Iraka konuşlanmasına “hayır” dedi. Fakat aynı zamanda
bir amerikan-ingiliz saldırısını Iraka Almanyadaki amerikan üslerinden
mümkün kılındı ki birliklerin çoğu buradan
gönderilmiştir. Almanyadaki hastanelerde yaralı amerikan askerleri
tedavi arayabiliyorlardı.
Bügün Federal Ordu Afganistan ve Balkanların yanında Afrikada
da konuşlanmış durumdadır. Bu yılın 28 de Federal
Parlamento büyük çoğunlukla alman mandasının
uzatılıp genişletilmesine karar verdi.Gelecekte 3000 alman askeri “Biz
almanların çıkarlarını” Hinduku dağlarında
savunacaklarmış. CDU dan milletvekili olan Willy Wimmer bir “sömürge
savaşından” ve buna alman katılımından bahsediyor
ki Afrika’daki savaşlardan beri böyle bir şey olmamıştı.
Sömürgecilik, işgal ve savaşlar bizim çıkarlarımıza
olmadıkları gibi oradaki yöre halklarının da çıkarlarına
değiller.
Ordunun donanımı ve savaşlardan holdingler silah üreterek
kazanç sağlıyorlar. Aynı zamanda bu ölüm mekanizmasının
politik sorumluluğunda onlara aittir. 2006 ve sonrası yıllar için
sözüm ona Savunma Bakanlığı; işgal ordusunun en
modern teknikle yüksek donanımı için100 milyar Euro dan
fazla planlıyor ki gerçekte bir Savaş Bakanlığıdır.Bütün
AB devletlerinin yoğunca silahlanması AB anayasasına da eklenecekmiş.
Bunun faturasını da biz ödüyoruz. Bütün sosyal-toplumsal
calışmaların harcamaları için ayrılmış paralar çalınarak
(kullanılarak) şimdiki ve gelecekteki savaşlar finanse edilsin
diye.
Kapitalizmin üretim mantığı talan ve yıkıma dayalıdır.
Silah üretimi ve savaşlar onun ayrılmaz parçalarıdırlar.
Kapıtalızm.Savaş.Çıkarıyor
Savaşlara, militarizme ve sosyal hakların kaldırılmasına
hayır!
Mıtıngler cumartesı’de 22 ekim 2005
11.30 Uhr Forum Neukölln, Karl-Marx-Straße/Flughafenstraße
13.00 Uhr Hasenheide/Hermannstraße
14.30 Uhr Kottbusser Tor/Adalbertstraße
Yürüyüş çarşamba’da 26
ekim 2005
17.00 Uhr Alexanderplatz
|
|
|